2012′yi geride bırakmışken geleneksel listeyi yapmanın zamanı geldi. Değerlendirmeyi yaparken 2012′de Türkiye’de festival kapsamında izlediğimiz filmleri de listeye aldım. En erken 2012 yılında vizyon ya da festival sayesinde izleme şansı bulduğumuz filmleri değerlendirerek “2012 Yılının En İyi 10 Türk Filmi” listemi belirledim. Keyifli okumalar.
2013 YILININ EN İYİ 10 TÜRK FİLMİ LİSTESİ İÇİN:
https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2014/01/06/2013-yilinin-en-iyi-10-turk-filmi/
1) Yeraltı (2012) – Zeki Demirkubuz
Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar”ını insanoğlunun en karanlık yönlerini deşifre ederek “evrensel” bir şekilde uyarlayan Zeki Demirkubuz, yılın en iyi Türk filmine imza atıyordu. Yurtiçinde festivaller tarafından fazla ödüllendirilmeyen film, “evrensel boyutu” dolayısıyla yurtdışında “En İyi Film” ödüllerine layık görülmeye devam etti.
Puanı: 8.2
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/11/17/yeralti-2012/
2) Tepenin Ardı (2012) – Emin Alper
Ödül konusunda bu senenin “Bir Zamanlar Anadolu’da”sı olarak nitelendirebileceğimiz “Tepenin Ardı”, western filmlerini andıran bir yapının doğa odaklı muhteşem sinematografisinde alegorik olarak politik, askeri ve sosyal birçok konuya değinerek yılın en önemli filmleri arasına adını yazdırdı. Yurtiçi ve yurtdışında hem izleyici hem eleştirmenler nezdinde çokça başarılı bulunan film, Emin Alper gibi bir yönetmeni Türk Sineması’na kazandırdı.
Puanı: 7.8
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/11/12/tepenin-ardi-2012/
3) Lal Gece (2012) – Reis Çelik
Reis Çelik’ın yurtdışından ödüllerle dönen son filmi Lal Gece, klasik töre filmlerinden ayrıksı yapısıyla ayrılıyordu. “Dışarıdan” değil “içeriden” bakan, son derece güçlü yazılmış diyalog odaklı yapısıyla, kısıtlı mekanda Gökhan Tiryaki’nin oluşturduğu yaratıcı kadrajlarıyla, İlyas Salman ve Dilan Aksüt’ün başarılı oyunculuklarıyla Türk sinemasında çok az rastlanan bir “oda sineması” örneğine dönüştü.
Puanı: 7.6
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/11/14/lal-gece-2012/
4) Araf (2012) – Yeşim Ustaoğlu
Ülkemizde adaylıklarla yetinip yurtdışında ödüllere layık görülen bir başka film olan Araf, toplumsal ve bireysel analizlerini aşırı gerçekçi biçimde irdeleyen, çok iyi gözlem yeteneğine sahip bir film. Sinematografik açıdan oldukça güçlü olan Araf, düğün sahnesi, sevişme sahnesi ve tuvalet sahnesiyle unutulmayacak 3 sahne yarattı. Neslihan Atagül ve Barış Hacıhan geleceğin yıldızları olabilir.
Puanı: 7.6
5) Küf (2012) – Ali Aydın
Ülkemizde es geçilen ama Venedik Film Festivali’nden “Geleceğin Aslanı” ödülüyle dönen Küf, bir “ilk film” olarak oldukça başarılı bir “minimalist sinema” örneği oluşturdu. “Cumartesi Anneleri”ni temel alan öyküsündeki “erkek karakterler” üzerinden 90′lardaki çürümüş, kokuşmuş, “küf”leşmiş sisteme, grenli sinematografisiyle çarpıcı bir bakış atarak, ülke sinemamıza güçlü bir “minimalist sinema” örneği kazandırdı.
Puanı: 7.5
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/12/03/kuf-2012/
6) Zerre (2012) – Erdem Tepegöz
Kurmacayı belgesel gerçekçiliğiyle sade ama sarsıcı bir şekilde işleyen Zerre, Yılmaz Güney’in “Umut” filminin “kadın karakter” üzerinden yansıması gibiydi. Türk sinemasında sayısı çok az olan “kadın filmleri” ve erkek egemen dünyada onurlu ve güçlü bir şekilde dimdik ayakta durmaya çalışan bir kadının öyküsünü, distopik tarzdaki görsel yapısı ile başarıyla sinemasallaştırıyordu.
Puanı: 7.4
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/12/03/zerre-2012/
7) Açlığa Doymak (2012) – Zübeyr Şaşmaz
Açlığa Doymak, Inarritu filmlerinin Türk sinemasındaki yansımasını en başarılı şekilde veren filme dönüşüyor, bu da “Güzel Günler Göreceğiz”, “40” gibi “unutulan örnekler” olmasına izin vermiyordu. Politik tuzaklara düşmeyen film “ölüm orucu”, “halvet” ve “güzellik” temalarına çarpıcı bir bakış atıyor, başarılı makyaj çalışmasıyla da bunu destekliyordu.
Puanı: 7.2
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/12/05/acliga-doymak-2012/
8) Şimdiki Zaman (2012) – Belmin Söylemez
Ne geçmiş ne de gelecek. Sadece bugünün insanlarıyla ve dertleriyle ilgilenen film, yarattığı şiirsel ve içsel yolculuğun içerisinde bir “kahve teli” kadar yorgun gözüküyordu. Sanem Öge’nin güçlü oyunculuğuyla şekillenen film, kahve fallarıyla dolu içsel bir günümüz yolculuğu olarak hafızalara kazındı.
Puanı: 7
9) Ekümenepolis: Ucu Olmayan Şehir (2011) – İmre Azem
Çarpıcı grafikleriyle, yerinde röportajlarıyla “kentsel dönüşüm” masalını anlatan İmre Azem, “kitlesel fonlama” yöntemiyle destek aldığı filmini zar zor vizyona soktu. Ekümenepolis, hem Türkiye’de çekilmiş en iyi belgesellerden biri olarak, hem de izleyici ve eleştirmenler tarafından en çok destek alan film olarak adını 2012’ye yazdırdı.
Puanı: 7
10) Fetih 1453 (2012) – Faruk Aksoy
Yıllarca beklediğimiz “A Sınıfı Tarihi Epik” formatını Türk Sineması’nda ilk defa başarıyla uygulayan film olması nedeniyle “Fetih 1453″ün listede olması kaçınılmazdı. Senaryo anlamında sorunları olsa da, Türk Sineması’nın en güçlü prodüksiyonu olması ve bundan alınan cesaretle “B Sınıfı Tarihi Filmler”imizi “A Sınıf”a transfer etme konusundaki çabası takdire şayan. Her şeyden önce “Türk Sineması’nın en çok izlenen filmi?” sorusuna utana sıkıla “Recep İvedik” cevabı vermekten bizi kurtardığı için ayrı bir önemi hakediyor.
Puanı: 6.8
11) Siirt’in Sırrı (2012) – İnan Temelkuran, Kristen Stevens
Altın Koza’da kurmacalar arasından sıyrılıp “En İyi Kurgu” ödülüne uzanan bir belgesel olmasıyla oldukça dikkat çeken “Siirt’in Sırrı”, “güreş sporu” ve “muhafazakar şehir” arasında çeşitli bağlantılar kurup önemli bir noktaya parmak basıyor ve “azim” üzerine güçlü bir belgesele dönüşüyordu. “Beasts of the Southern Wild” nasıl “Quvenzhane Wallis”i kazandırıyorsa, “Siirt’in Sırrı” da “Evin Demirhan”ı kazandırıyordu.
Puanı: 6.7
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/11/30/siirtin-sirri-2012/
12) Kurtuluş Son Durak (2012) – Yusuf Pirhasan
Güçlü oyunculukları, rengarenk “kitsch” görsel yapısı, makyajları ve eğlenceli kurgusuyla Guy Ritchie-vari “kara-komedi” tabanını kadınlar üzerinden başarıyla inşa ettiği için övgüyü hakediyordu. Üstelik bunu daha önce başaran “Vay Arkadaş”tan daha zeki ve eğlenceli bir şekilde kotarıyordu. Hollywood, bir gün “Kurtuluş: Son Durak”ı görürse re-make çalışmaları için düşünecektir. Demedi demeyin…
Puanı: 6.7
13) Gözetleme Kulesi (2012) – Pelin Esmer
Pelin Esmer, ikinci filmi Gözetleme Kulesi’nde belgesel estetiğinden çıkıp Özgür Eken’in estetik sinematografisinden güç alarak ensest ilişkilerden kürtaj yasağına, trafik kazalarından erkek egemen dünyaya kadar birçok soruna sosyolojik bir bakış atıyordu.Görselliğini fazla önemseyip dramatik yapısını aynı sularda yüzen “Araf” kadar güçlü kılamayan film, her şeye rağmen “minimalist sinema”nın hatırlanacak örnekleri arasında yerini aldı.
Puanı: 6.4
Eleştiri Yazısı: https://sinefilinseyirdefteri.wordpress.com/2012/12/22/gozetleme-kulesi-2012/
14) Yük (2012) – Erden Kıral
Günümüzde klasik anlatıyı reddeden nadir Yeşilçam yönetmenlerinden olan Erden Kıral, çoğunluğu madende geçen bir hesaplaşma filmine imza atıyordu. Nadir Sarıbacak, Tansu Biçer ve Tülin Özen’in oyunculuklarıyla öne çıkan yapım asıl gücünü Feza Çaldıran’ın güçlü sinematografisinden alıyordu. Bir önceki filmi Vicdan’da olduğu gibi kurgusal gel-gitler üzerine hikayesini kuran Kıral, senaryosundaki boşluklar ve çıkardığı sahneler nedeniyle “Yük”ü “kaçırılmış bir fırsat” olarak bıraksa da, yine de “Türkiye 2012” sineması içerisinde izlenmeyi hakeden filmlerden birine imza attı.
Puanı: 6.2
15) Uzun Hikaye (2012) – Osman Sınav
“Kaybedenler Kulubü” gibi sinemamızda hem popülist hem minimalist kitleyi memnun edebilecek nadir işlerden olan “Uzun Hikaye”, genel plan eksikliğinden ve bolca yakın çekimlerinden “dizi mantığı”nı andırsa da, Kenan İmirzalıoğlu’nun üstün bir “karakter oyunculuğu” performansıyla ve “her siyasi dönemde dönüp dolaşıp aynı noktaya gelindiğini” anlatmasıyla Türk Sineması’nın bu yılki “iyi” ürünleri arasında yer aldı.
Puanı: 6
en iyi 10 desek daha iyi olurdu sanırım.
Samimiyetle Yeraltı bana göre anlamsız ve amaçsız olmuş iyi günler.
Yeraltı erkekler arası güç oyunlarını veren çarpıcı ve çok farklı bir film.Zeki Demirkubuz ve Engin Günaydın’ ın yapıtları her zaman izlenmeye değer.